12 Nisan 2015 Pazar

Konsept: Citroen Aircross


Dünya çapında büyüme ve farklılaşma çabasında olan Citroen, C4 Cactus‘un başarılı satışlarının verdiği cesaret ile başka sınıflarda SUV-Crossover tipi araçlar üretmek için harekete geçti. PSA Grubu içindeki yeniden yapılanma sonrasında marka kimliğini yeniden şekillendiren Citroen, optimistik, mutlu ve heyecanlı tarzını bir SUV türevi olan Aircross konseptinde sergiliyor. C4 ve C3’ün crossover modellerinde kullanılan Aircross takısı ilk defa bir modelin tek başına adı oluyor. Konsept, Cactus ile ilk defa bir üretim modelinde kullanılan yeni tasarım anlayışının ileride diğer Citroen modellerinde nasıl görüneceğine dair ipuçları da veriyor. Sağlam, dayanıklı ancak hala yumuşak görünmeyi başaran araç, burun kısmında markanın tüm modellerinin ortak tasarım ögesi haline gelecek olan chevron ve far tasarımını barındırıyor. Şu anda C4 Picasso modellerinde de kullanılan çizgi şekilli LED farlar, Citroen logosunun kollarından uzayan krom çizgilerle sarılıyor ve burnun temel detaylar gruplanıyor. Aydınlatmaların ince şekli bakışları da etkiliyor. Far ve logo grubunun altında bulunan açıklığın şeklinin modelden modele değişerek araçların karakterlerini belirlemede kullanılacağı açıklanıyor. Aircross üzerinde farlara yaklaştıkça incelen hava girişi aracın genişliğini vurguluyor. 2.1 metre genişlik değeri ile yola hakim görünen araç 4.58 m uzunluk, 2.1 m genişlik, 1.8 m yükseklik değerine sahip. Kompakt SUV’lere yakın boyutun olası bir üretim modelinde korunması beklenmiyor. Ancak konseptin de kullandığı EMP2 platformu sayesinde kolayca ölçekleme gerçekleştirilebilir. Burnun alt kısmındaki siyah zemin Cactus‘un AirBump tasarımının nasıl diğer modellere uyarlanabileceğini gösteriyor. Üç açıklığı sarmalayan plastik kaplama, altında alüminyum parçalar barındırıyor ve Cactus‘da olduğu gibi aracı basit darbelerden koruyor. Siyah zeminin yere yakın ve yüksek oluşu aracın SUV kimliğini geliştiriyor. Farlar hizasında bulunan dikey derinlikler hava akışını düzenlemede rol oynuyor. Aracın dik burnunu örten kaputta iki hava çıkışı açılmış. Bu detaylar aracın performansına gönderme yapıyor. Aircross, bir plug-in hibrid. Önde bulunan 1.6 litrelik benzinli motor 218 beygir güç üretirken, arkadaki 95 beygirlik elektrikli motor aracın hareketini sağlıyor. İki motorun beraber çalışması aracın 0-100 km/s hızlanmasını 4.5 saniyeye indiriyor. 50 kilometrelik menzile sahip olan elektrikli motorun pilleri standart tipte prizlerde 3.5 saat içinde doluyor. Aracın yan kısmı özgünlük yaratmak için kullanılan ilginç detaylar ile akılda kalıyor. Ön cam ile aynı hizadan devam eden yan camlar arka kapı sonrasında daralarak arkaya devam ediyor. Bu sırada arka kapı üzerindeki cam “Air Sign” olarak adlandırılan krom çerçeveler ile sarılıyor. Bu çerçevelerin sadece arka kapı üzerinde bulunması ve kalınlığının değişmesi gözü üzerine çekiyor.


Aracın yandan bakıldığında düz görünen tavanı hafifçe bombeli. Üzerindeki siyah barlar ile SUV çok yönlülüğü hatırlatılıyor. Aracın aynaları gövdeye zarif metal tutucular ile bağlanmış. Kapı kolları ise iki kapı arasındaki metal bir şeritte. Plastik kaplamalar ile sarılan tekerlekle girintili çıkıntılı yüzeyleri, daha geniş çapları ile Aircross’un Cactus’ten daha üstte görünmesini sağlıyor. İki kapı arasında altta kalan boşlukta öndeki alternatif AirBump tasarımı kullanılmış. Yan camlar izlenerek varılan arka kısım sadeliği ile farklılaşıyor. Yumuşak köşeli gövdenin düz yüzeylerine ince uzun stop lambaları yerleştirilmiş. LED aydınlatmalar ile 3 boyut hissi yaratılırken, iki lambanın da marka logosunu işaret edişi marka kimliğini vurguluyor. Düz yüzey tamponda yaklaştıkça hafifçe hareketleniyor. En altta öndekine benzer üç girintili siyah zemin yer alıyor. Uçlardaki açıklıklara yerleştirilen krom egzoz çıkışları sportif detaylara ekleniyor. Üç cephenin birbirine bağlanan camları tarafından taşınan tavan, arka cam üzerinde çıkıklaşıyor ve spoyler oluşturuyor. Arka camın kısa görüntüsü ve üzerinde bulundurduğu bu detay ön tasarımın kısık bakışları ile uyumlu. Arka tekerleklerin gerisinde, arkaya bakan açıklıklar burundaki açıklık gibi hava akışını yönlendiriyor. Dışarıdan hafifçe hissettirilen eğlenceli kişilik iç mekanda belirgin biçimde karşınıza çıkıyor: Renkli kumaşlar ve ekranlar ile beraber içeride bulunmak zevkli. Fiziksel ve ruhsal iyi hissetme halini oluşturmaya yönelik geliştirilen kabin, geniş koltuklar, sıcak renkler, huzurlu aydınlatma ile göze de iyi geliyor. Yolcuyu kavrayan koltuklar turuncu ve beyaz renkleri ile siyah zemin ve duvarlar içinde öne çıkıyor. Koltuklar arasında ve altlarında kullanılan turuncuya yakın renkli şeritler uyumu güçlendiriyor. Kareye benzer şekilli direksiyon, merkezinde kare şekilli zeminde Citroen logosunu taşıyor. Logonun yanında direksiyon çemberine kollar bağlanıyor. Alta uzayan kolun içindeki mavi kısım iç mekanın ikinci ana rengini oluşturuyor. Sürücü karşısındaki dijital gösterge paneli ve orta konsoldaki multimedya ekranında da tonlarına rastlanan mavi iç açıyor. Dikdörtgensel gösterge ekranında aracın şarj durumu da yansıtılıyor. Daha geride, ön cam altında Head-Up display de görülüyor. Orta konsoldaki ekran da oldukça geniş- 12 inç- , bu sayede eğlence özelliklerinin yönetimi kolaylaşıyor. Uçlardaki havalandırma çıkışları Cactus‘tekileri hatırlatıyor. Orta konsol hizasından arkaya uzayan siyah zeminde yana bakan start-stop düğmesi görülüyor. Bu düğmeye basmanın çok zevkli olduğu tahmin edilebiliyor. Fiziksel kontrollerden arındırılan iç mekanda farklı şekli ile öne çıkıyor. Üzerinde bulunduğu siyah zeminin altında bir açıklık, ve bu açıklıkta turuncu renkli depolama gözleri görülüyor. Siyah alt kısımların yukarısında büyük yer kaplayan beyaz renk aydınlık hissini güçlendiriyor. Arka sıra yolcuları için sunulan bir başka 12 inçlik ekran, ön koltukların arkasındaki tutucu parçalar ile sabitlenebiliyor. Ekran, tutucu parçalardan ayrılıp elde de kullanılabiliyor. Aircross, içinizi hareketlendiriyor, neşelendiriyor. Shanghai Otomobil Fuarı’nda sergilenecek olan konsept, Citroen markasının özgüvenini yeniden kazandığını gösteriyor. Bu isimde bir üretim modeli ile 2016 sonrasında tanışmamız olası görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder